Dünya Sağlık Örgütü, alkol tüketimini en önemli ilk 10 kanser nedeninden biri olarak kabul ediyor. Alkol tüketiminin başta yemek borusu olmak üzere ağız, boğaz, karaciğer ve meme kanserine yol açtığı bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda. Halk sağlığı alanındaki en prestijli dergi olan American Journal of Public Health’de yayınlanan araştırmaya göre; sadece büyük çapta alkol tüketenler değil, az ve ölçülü miktarda alkol tüketenler de kanser riski taşıyor…”
Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım isterseniz? İhsan Karaman kimdir?
1962 yılında İstanbul’da doğdum. 1986’da ise İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı Fakülte’nin Üroloji Kliniği’nde ihtisas eğitimimi tamamlayarak, 1991 yılında Üroloji Uzmanı oldum. Houston-ABD’de Baylor College of Medicine’de misafir Ürolog olarak çalıştıktan sonra, 1996 yılında Üroloji Doçenti oldum. 2008’de ise Üroloji Profesörü unvanını aldım. Şu anda İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyeliği ve Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Şefliği yapmaktayım. Mesleğimin bir nevi zekâtını vermek babında birçok STK’da da yer almaktayım. Türk Çocuk Ürolojisi Derneği kurucu üyesiyim. Aynı zamanda uluslararası bir tıbbi ve insani yardım kuruluşu olan Yeryüzü Doktorları Derneği’nin Türkiye Başkanlığı yaptım. Birçok ulusal kongre ve tıbbi toplantının düzenleme ve bilimsel kurulunda yer almaktayım. Şimdi ise Kasım 2012’den bu yana bir asırlık şerefli bir emaneti, Yeşilay’ımızı omuzlarımıza almış bulunmaktayız.
Yeşilay bize çocukluğumuzdan beri hep tanıdık gelen bir isim. Bir Yeşilay var biliyoruz ama ne yapar, nasıl işler, ne durumdadır hiç bilmiyoruz… Yeşilay ne anlama geliyor? Neden Yeşilay deniyor?
Yeşilay 1920 yılında kurulmuş, Türkiye’nin en eski kuruluşlarından biri. Yeşilay’a, temiz, ferah, güzellik, sağlık ibarelerini andırır bir kelime manasıyla bu isim verilmiş. Başlarda Hilal-i Ahdar olan Cemiyetimizin ismi Yeşil Hilal, daha sonra Yeşilay adını almıştır. Yeşilay, ilk olarak alkolle mücadele eden bir cemiyet idi. İstiklal Harbi’nin olduğu zamanlarda insanların mücadele ruhunu yıkmak isteyen düşman kuvvetleri, İstanbul limanlarından şehre içkileri sürerek özellikle yurt savunmasının en önemli unsuru olan gençlerimizi zehirlemeye başlamışlardı. Bu olay sonrası artan içki alışkanlığının üzerine işin önemini kavrayan vatansever aydınlar, halkı ve gençliği uyarmak ve bu yolda mücadele etmek için 5 Mart 1920’de merkezi İstanbul’da olan Yeşilay Cemiyeti’ni kurmuşlar.
Yeşilay’ın çalışmaları neler?
Yeşilay’ın, belirttiğim gibi ilk kurulma amacı alkolle mücadeledir. Fakat ilerleyen zamanlarda bu mücadele alanlarına, insana ve topluma zarar verici birkaç alan daha eklendi. Yeşilay tüzüğündeki ifadeyle; “gençliğe ve topluma zarar veren bütün zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek, milli kültürüne bağlı nesiller yetiştirmek amacıyla…” günümüzde birçok zararlı alışkanlıkla mücadele etmektedir. Sigara, alkol, uyuşturucu ve uçucu maddeler, kumar ve fuhuş yanında teknoloji bağımlılığı da Yeşilay’ın çalışma alanları içerisindedir. Görevimiz ve sorumluluklarımız büyük. Yeşilay Cemiyeti bugüne kadar toplumumuz ve gençliğimizle buluşmayı ve kucaklaşmayı, onları her türlü zararlı alışkanlıktan ve bağımlılıktan korumayı ve kurtarmayı hedefleyen birçok faaliyete imza atmış, bu yolda birçok başarılar kazanmıştır. Şimdi bizler bu sorumluluğu alarak, bu asırlık olgunluğu arkamıza alıp, değişen ve dönüşen dünyada daha aktif, daha global ve daha etkin bir anlayışı hayata geçirerek ve çalışmalarımızı bilimsel metotlara dayandırarak mücadeleye devam etmekteyiz.
Sigara ve alkol kullanımı ile ilgili yapılan son düzenlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sigara, içerisinde 4000’den fazla zehirli madde içeren bağımlılık yapıcı bir maddedir. Kolay ulaşılabilir olması ve insanlardaki genel algı sebebiyle sigara bağımlılığı kolay yayılabilmekte ve diğer maddelere geçiş noktasında
önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Ülkemiz bu konuda çok iyi önleyici tedbirlere ve sert yasalara sahip. İnsan sağlığını tehdit eden, bronşit, akciğer rahatsızlığı ve kanser gibi hastalıklara yol açması sebebiyle ülkemizde çok iyi adımlar atmış bulunmaktayız. Türkiye sigara ile mücadelede örnek ülke. En son 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü münasebetiyle Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle Sn. Başbakanımız ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Dr. Margaret Chan ve sağlık alanında ulusal ve uluslararası birçok uzmanı konuk ettiğimiz bir program yaptık. Programda “Küresel Yetişkin Tütün Araştırması 2012 Türkiye Raporu” sunuldu. DSÖ tütün ürünlerinin her türlü reklam, promosyon ve sponsorluğunun yasaklanmasında örnek ülke olarak Türkiye’yi seçti. Sigara konusunda çok hassasız. Kanunlarımız tam ama uygulama noktasında bazı zafiyetler olabiliyor ya da kurallara uymayan vatandaşlarımızdan dolayı çok şikâyet alınıyor. Ama yerel yönetimlerin de bu konuda hassas olduklarını biliyor, denetimlerini daha sık hale getireceklerine inanıyor ve halihazırda Yeşilay olarak da bu konuda onlarla istişarelerde bulunuyoruz.
Her yıl 2,5 milyon insan alkolden dolayı hayatını kaybetmektedir. 2,5 milyon insanı hayal edebiliyor musunuz? Kaç uçak dolusu? Ya da yan yana dizmek istersek kaç km? Peki, bu kadar insanın hayatını elinden alan, her türlü şiddet, taciz, boşanma ve bunun yanında trafik kazasına sebep olan, içerisinde vücuda zarar verecek birçok madde içeren alkolün alınması ne kadar sağlıklı bir karar? Veya insan ve toplum sağlığını tehdit eden bu maddeye karşı insanlar ne kadar bilinçli? Dünya Sağlık Örgütü, alkol tüketimini en önemli ilk 10 kanser nedeninden biri olarak kabul ediyor. Alkol tüketiminin başta yemek borusu olmak üzere ağız, boğaz, karaciğer ve meme kanserine yol açtığı bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda. Halk sağlığı alanındaki en prestijli dergi olan American Journal of Public Health’de yayınlanan araştırmaya göre; sadece büyük çapta alkol tüketenler değil, az ve ölçülü miktarda alkol tüketenler de kanser riski taşıyor. Ülkemiz henüz bu alanda yeni yeni ama iyi adımlar atmış bulunmakta. Bu adımlar kesinlikle yasak olarak algılanmamalı. Bunlar halk sağlığı açısından zorunlu olarak yapılması gereken bir yaklaşımdır. Medyada alkol reklamları ve görsellerinin yasaklanması, saat 22.00’dan sonra alkol satışlarının yasaklanması, alkollü içki şişelerinde uyarı mesajlarının yazılması ülkemizin halk sağlığı açısında gerekli bir düzenlemeydi. Avrupa’da bu uyarılar çok geniş bir yelpazede. Örneğin Paris’te yılbaşı akşamı saat 17.00-07.00 arası alkol satışı ve kullanılması insanların sağlığı ve güvenliği açısından yasaklandı. Bizler yılbaşı akşamı Twitter üzerinden alkol tüketimine karşı üzücü olayların meydana gelmemesi için #icmesen etiketi altında halkımızı uyarmaya çalıştık. Çok geniş çevrelerce bu etiket konuşuldu, gündemde yer aldı. Alkol ile ilgili düzenlemelere ve alkollü içki ambalajları üzerinde sağlıkla ilgili uyarı mesajları konulması zorunluluğuna Yeşilay ve kamu sağlığı uzmanları olarak ‘Evet ama yetmez’ diyoruz. Avrupa Alkol Politikaları Birliği (EUROCARE) tüm ülkelere bu tür uyarı mesajları konulmasını uzun yıllardır tavsiye ediyor.
Yeşilay köklü bir kuruluş. Sizin de bu kuruluşun başında olan kişi olarak, gelecekle alakalı projeleriniz var mı? Neler yapmayı hedefliyorsunuz?
Yeşilay asırlık bir kuruluş ve sorumluluğumuz da büyük. Yönetim kadromuzla birlikte Yeşilay’ı daha iyi yerlere taşıyacak, bağımlılıkla mücadelede daha çok ivme kazanacak birçok çalışma yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Bunun için geçmişin mirasını değerlendirerek yeniden inşa edilmiş bir kurumsal yapı ve kimliğimizle çok daha geniş kitlelere ulaşan ve onları çalışmalarımıza dahil eden bir ulusal teşkilatlanmayı tamamlamak üzereyiz. Bilimsel ve akademik çalışmalar ve verilere dayalı, çağın gereklerine teorik ve pratik planda uygun bir bağımlılık mücadelesi anlayışıyla, küreselleşmenin ortak bir kadere mahkum ettiği tüm insanlık camiasıyla el ele vererek iyiye, güzele, sağlıklıya doğru güçlü adımlar attıran bir çalışma stratejisi oluşturarak, Yeşilay’ı tüm dünyaya model kılacak olan uluslararası bir vizyon ve buna uygun çalışmalar yapacağız.
1-7 Mart Yeşilay Haftasına özel etkinlikleriniz var mı? Neler söylemek istersiniz Yeşilay Haftası ile ilgili?
Yeşilay Haftası bizim için en önemli hafta. Kurumumuz yeni bir yaşına daha girecek. Elbette böyle bir haftada çok güzel etkinlikler yapacağız. 32 şubemiz ve 102 temsilcimiz ile birlikte tüm Türkiye’de yapılacak olan etkinliklerimiz mevcut. 2013 Yeşilay Haftası’nda birçok şehirde aynı anda başlayan bisiklet turları yaptık, çocuklarla ayrı bir etkinlikte bir araya geldik, üniversitelerde Sigarasız Kampüs aktivitelerini gerçekleştirdik. 2014 Yeşilay Haftası’nda bu faaliyetlerimizi daha da genişletip, herkesin çocukluğundaki o Yeşilay’ı ayağa kaldıracağız.
Hepimiz farkındayız ki kötülük ve bağımlılık bizim gibi gönüllü kuruluşlardan daha hızlı olarak memleketimizin en ücra noktalarına ulaşabilmektedir. Elde edilen istatistikler, her yıl düzenli olarak yayınladığımız raporlar bağımlılığın yayılma hızını gözler önüne sermektedir. Yeşilay olarak birinci gayemiz bağımlılığın meydana gelmeden engellenmesidir. Bunun için de en büyük imkânımız bu durumdan şikâyetçi olan ve faaliyete geçmek isteyen birçok insanımızın varlığıdır. Milletimizin hassasiyetlerini ve vicdanını harekete geçirmek için memleket geneline yayılmış teşkilatımız etrafında organize olmuş gönüllülerimizin Yeşilay’a güç ve hareket katacağına inanıyoruz. Bunun yanında bağımlılığın engellenmesinin en önemli koşullarından biri de, bağımlılıkla ve bağımlılığı teşvik eden güç ve odaklarla bilimsel metotlarla mücadele etmektir. Bizler, bağımlılık endüstrisinin gerek illegal gerek legal olarak her gün değişen ve gelişen farklı yollarla insanımıza ve gençlerimize ulaştığını ve daha da yoğun biçimde ulaşmayı hedeflediğini biliyoruz. Bunların bildik sloganlar ve metotlarla önlenmesinin giderek zorlaştığını görüyoruz. Bu sebeple gerek problemlerin ortaya çıkış ve yayılma yollarının, gerek bunlarla mücadele biçiminin ciddi bilimsel çalışmalara tabi tutulması; bu bilimsel verilerin takip edilip kamuoyu ve yetkililerle paylaşılması; ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarla bağımlılık mücadelesinin yol ve yordamlarının irdelenmesi ve uygulama imkânlarının araştırılması yeni dönemin en önemli faaliyetleri arasında olacaktır. Bağımlılıkla ilişkili problemler, sadece kendi toplumsal, idarî ve ahlaki yapımızdan kaynaklanmayıp daha geniş bir yelpazenin etki alanına açıktır. Bugün kitle iletişim araçlarıyla ve global kültürün aracı ve taşıyıcıları vasıtasıyla bütün dünyada olduğu gibi bizde de etki alanı genişleyen bir yapı ortaya çıkmıştır. Yeşilay olarak biz, dünyanın geçirmekte olduğu bu tecrübeyle mücadele etme biçimini ve bu alanda ortaya koydukları bilimsel birikimi önemsiyoruz. Yerli dinamiklerimizi de kullanarak bu birikimin sağlıklı kanallara aktarılmasını gerekli görüyoruz. Bağımlılığın daha başlamadan engellenmesi hedefimizle, dünya genelinde bu alanda mücadele yürüten kuruluşlarla irtibatlı faaliyetlere hız vermek istiyoruz. Özellikle bağımlılığın ve bağımlılık yapan maddelerin üretiminin yaygın olduğu ülke ve insanları nezdinde de yapılacak çok şey olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple bir asra yakın tecrübesiyle Yeşilay, bu birikimini yeni dönemde uluslararası arenaya taşımak ve bağımlılıkla mücadelede insanlığın ortak vicdanını harekete geçirmek azminde olacaktır. Bu alanda elbette bir destek olarak hissettiğimiz sizlere de hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz.