AKINSOFT Etkinlikler


Oyuncular Sendikası

Oyuncular Sendikasını bize tanıtır mısınız?

Sendikamız 29 Mart 2011 tarihinde kuruldu. Tüm sahne, perde, ekran ve mikrofon oyuncularının üye olabileceği, 10. iş kolunda kurulmuş bir sendikayız. Organizasyonel yapımız Örgütlenme, Hukuk, İletişim, Kurumsal İlişkiler, İdari İşler, Uluslararası İlişkiler, Eğitim-araştırma olmak üzere 7 farklı birim üzerine kuruludur. Tabi bu birimlerin üzerinde Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulu vardır. Her birimin başında profesyonel çalışanlarımız var ve tabi üyelerimiz de bu birimlerde gönüllü olarak çalışabiliyorlar. Aynı zamanda Uluslararası Aktörler Federasyonu (FIA) üyesiyiz.

Sendikayı kurma amacınız nedir?

Sendikamız oyuncuların çalıştıkları sektörde yaşadıkları temel sorunlara çözüm ihtiyaçları neticesinde kurulmuştur. Oyuncuların sosyal güvenlikleri kendi sorumluluklarına bırakılmış ve bu durum sektörde çalışan ve çalışmış birçok oyuncunun sosyal güvenlik sisteminin dışında kalmasına, kayıt dışı çalışmak zorunda bırakılmasına sebep olmuştur. Sosyal güvenlik sorununu serbest meslek erbabı gibi Bağ-kur yaparak çözen oyuncular; bunun neticesinde de insanca olmaktan çıkan set çalışma koşullarına maruz kalındığı durumlarda sorumluluğun işveren tarafından üstlenilmediği bir sektörde çalışmak durumunda kalmışlardır. Amacımız; tüm oyuncuların bağlı çalışan olması, temel çalışma koşullarını elde etmek, tüm alanlarda taban ücretinin belirlenmesi, telif haklarını devretmenin genel uygulama olmaktan çıkması, mesleğimizin koşullarına göre işsizlik sigortasının düzenlenmesi, mesleğimizin koşullarına göre emeklilik priminin düzenlenmesi ve hiçbir oyuncunun emeklilik sorununun kalmamasıdır.

Peki setlerde sanatçıların çalışma koşullarından bahseder misiniz?

Oyuncuların ve set çalışanlarının çok ciddi sorunlarının olduğunu görüyoruz. Bunlardan en önemlisi de sosyal güvenlik meselesidir. Daha somut sorunlara baktığımızda ise karşımıza uzun çalışma saatleri, set güvenliği ve ücret meselesi çıkıyor. Oyuncular, kanunlarımıza göre işçi kabul edilmektedir ve işçilerin sosyal güvenlik tipi 4A’dır (SSK). Fakat buna rağmen uzun yıllar boyunca oyunculara defter açtırılmıştır (Bağ-kur). Bunun neticesinde de maalesef iş kanunu sektörümüzde uygulanmamış, çalışma saatleri ve çalışma koşulları işverenin inisiyatifine kalmıştır. Bizler 32 saat çalışan setler gördük. 15-18 saat çalışan saatler bu sektörde normal karşılanıyor. Yapılan sözleşmeler ise tamamen tek taraflı, oyuncunun neredeyse hiçbir hakkı yok. Bir de sektörümüzde taban ücret diye bir şey yok. Oyuncuların çok kazandığına dair genel bir algı var. Resmi olmamakla birlikte Türkiye’de 7000 oyuncu olduğunu tahmin ediyoruz ve 7000 kişi içinden en fazla 200 kişi bölüm başı 10.000 TL’nin üzerinde kazanıyor. Tahmin bile edilemeyecek kadar düşük ücrete çalıştırılan oyuncular var.

Yürütmüş olduğunuz projeler hakkında bilgi verir misiniz?

Yukarıda bahsettiğimiz sorunlar sebebiyle 4A Kampanyası, Çocuk Oyuncular Kampanyası, İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kampanyası ve Meslek Tanımı gibi dört ayrı kampanya yürütüyoruz. İsimlerden de anlaşıldığı gibi tüm kampanyalarımız bahsi geçen tüm sorunları kapsıyor. 4A Kampanyası sosyal güvenlik, çalışma saatleri, çalışma koşulları, sözleşmeler vb. konu başlıklarını içine almaktadır. Bu kampanyada oldukça ilerledik. Sosyal Güvenlik Kurumu 22 Şubat 2013 tarihinde bir genelge çıkardı ve oyuncuların 4A’lı çalıştırılması gerektiğini bir kez daha vurguladı. Fakat çoğu işveren hala oyuncuları 4B’li (Bağ-kur) olarak çalıştırmaya devam ediyor. Bu sebeple de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gerekli denetlemeleri yapmasını talep ediyoruz. 4A meselesi çözüldüğünde ise diğer sorunlar zincirleme şekilde çözülecektir. Çocuk Oyuncular meselesi ise en önemsediğimiz konudur, bu konuda asla taviz vermeyeceğiz. Bu kampanya ile çocukları ailelerinden bile korumayı hedefliyoruz. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de çocuk işçi çalıştırmak yasaktır. Yaptığımız iş tamamen insan hayatı odaklı bir iş ve bunun içinden çocuğu çıkarmak mümkün değil, bu nedenle de birçok ülkede sadece bu alanda çalıştırılan çocuklar için ayrı bir yasa çıkarılmış ve çocuk oyuncuların nasıl çalıştırılması gerektiği belirlenmiştir. Fakat ülkemizde böyle bir yasa yok, biz de şuan ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ile birlikte bu yasa için çalışıyoruz. Yönetmelik taslağımız hazır, bu taslağı meclise de sunduk. Umuyoruz ki kısa bir süre sonra bu konu ile ilgili devlet tarafından da somut bir adım atılacak. İşçi Sağlığı ve Güvenliği kampanyası ise tamamen set güvenliğine yönelik bir kampanyadır. Setler şuan az tehlikeli iş yeri olarak kabul edilse de tehlikeli olarak kabul edilmesi gereken iş yerleridir. Setlerde ağır ve tehlikeli malzemeler kullanılmaktadır, hatta çoğu set inşaat alanı gibidir. Sektörümüz eğlence sektörü olarak değerlendiriliyor, evet belki öyle olabilir ama bu eğlence sektöründe artık insanlar ölmeye başladı. Bunlar çok fazla gündeme gelmese de biz kayıplarımızı çok iyi biliyoruz. Bu konu ile ilgili yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Meslek tanımı ise sektörümüzün ne kadar başıboş bırakıldığını bize göstermektedir. Yıl 2013 ve Türkiye’de oyuncuların hala bir meslek tanımı yok. Yaklaşık 1,5 yıldır Mesleki Yeterlilik Kurumu ile bu konu üzerine çalışıyoruz ve kısa bir süre sonra meslek tanımımız resmi gazetede yayınlanacak.

Sendikanın bir oyuncuya, bir sanatçıya kattığı neler var?

Biz her şeyden önce oyuncuların yalnız olmadığını göstermek istiyoruz. Evet belli başlı çözmemiz gereken sorunlar var ve bunlar için çalışıyoruz. Fakat her şeyden önemlisi oyuncunun bir sorunu olduğunda artık onu dinleyecek ve onun yanında davranacak bir kurum var. Üyemiz olsun olmasın tüm oyunculara Hukuki ve Mali danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bugüne kadar birçok üyemizin sorununa müdahil olduk, alınamayan ücretleri tahsil ettik, sözleşmeleri üyemizin haklarını koruyacak şekilde tekrar düzenledik, kazandığımız emsal davalar oldu. Yani sektörle ilgili genel çalışmalar yaparken aslında bireysel hizmetler konusunda uzmanlaştığımızı gördük. Bu da tüm oyuncuların faydalanabileceği bir şey. Kaldı ki sendikanın nerde ne zaman ne işe yarayacağı hiç belli olmuyor. Yarın ya da 10 yıl sonra önümüze tahmin edemediğimiz başka sorunlar da gelebilir. Bu yüzden sendika her zaman ihtiyaç olarak görülmelidir.

Oyuncular sendikası olarak, Oyuncu Meslek Birliği (BİROY) ile telif hakları konusunda bir mücadele veriyorsunuz. Bize bu süreç hakkında bilgi verir misiniz?

Telif doğrudan bizim alanımıza girmiyor fakat dolaylı yoldan bizi de etkileyen bir şey. Biz kurulduğumuzdan beri BİROY ile sürekli dirsek temasındayız. Özellikle sözleşme konusunda birlikte çalışıyoruz. Dünyanın her yerinde oyuncular telif alırken, ülkemizde maalesef böyle bir şey söz konusu değil. Bununla ilgili sunulan bahaneler ise asla çözülemeyecek şeyler değil, aksine çözümü basit olan ama ne kadar ötelersek o kadar iyi diye yaklaşılan meseleler. BİROY İspanya’dan ilk telifini aldı ama kendi ülkemiz hala oyunculara telif vermiyor. Oyuncular tek taraflı sözleşmelerle bütün haklarını yapımcıya devretmek zorunda kalıyor. Biz de şuan bunun üzerine çalışıyoruz.

Sesinizi daha fazla kitleye duyurmak için sanat çevresinden, toplumdan beklentileriniz nelerdir?

Aslında biz sesimizi duyurduğumuzu düşünüyoruz. Bu alanda çalışan herkes bu kurumun varlığını biliyor. Önemli olan var olan üyelerin ne kadar aktif ve ne kadar bilinçli olduğu. Tabi bunun için de sendika üzerine düşen görevi yapmalı. Bizim tek beklentimiz, oyuncularda “Ben yalnız değilim” algısını oluşturabilmek. Bu algı oluştuğunda oyuncu var olan sorunla tek başına değil tüm meslektaşları ile mücadele edecek. Bu da zaten sendikal bilinç demek ve sendikayı daha ileri taşımak demektir.

İlerleyen dönemlerdeki hedeflerinizden bahseder misiniz?

Bizim hedeflerimiz kısa, orta ve uzun vadeli olarak daha sendika kurulmadan önce planlanmıştı. Yukarıda bahsi geçen kampanyalar amacına ulaştığında kısa ve orta vadeli hedeflerimizi tamamlamış olacağız. Uzun vadede de, bu kazanılmış hakların sürdürülebilir olması için sendikamızın denetleyici bir kurum olması için çalışacağız. Üyelerimize bireysel hizmeti daha iyi verebilmek için ise şimdiden çalışmaya başladık, bu çalışmanın asla sonu yok. Sendika varolduğu sürece oyuncuların daha iyi ve daha kaliteli bir çalışma hayatı olması için her zaman iş başında olacak.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Başrol dayanışmanın!

Yeşim GİRGİN
Oyuncular Sendikası Örgütlenme Birim Sorumlusu
İstanbul

Dönemi: 2014 Düzenleyen: