AKINSOFT Etkinlikler


Melis DANİŞMEND

melis_danisment2

Şarkılarınızda belki sözlerden belki de tok ve asil ses tonunuzdan kaynaklanan bir içe dönüklük var normalde nasıl bir insansınız? Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Teşekkür ederim yorumunuz için. Etrafıma ya da Türk insanının genel yapısına göre diyeyim, daha içe dönük ya da kendi halinde olduğum doğru. Kendi kendime düşünmeyi, kendi kafamla vakit geçirmeyi seven biriyim. Bu yüzden devamlı biriyle yan yana olmayı da çok kolay anlayamam :) Ama enerjim yerindeyken de dostlarım ve ailem arasında gayet dışa dönük ve canlı biri oluyorum.

Müziğe nasıl başladınız?
Müziği seven bir ailede büyüdüm. Ortaokul ve lise hayatım boyunca da okul korosunda ve orkestrasında yer aldım. Liseler arası müzik yarışmasına da katılmıştık grubumuzla hatta. 2002’de (daha sonra üçnoktabir adını alan) Spitney Beers’a girdim. Beyoğlu Mojo başta olmak üzere pek çok barda, şehirde, festivalde çaldık, Barda filminin soundtrack’inde yer aldık ve 2007’de de Sabaha Karşı adlı albümümüzü yayınladık. Grup dağıldıktan sonra solo olarak yoluma devam ettim. 2010’da ilk albümüm Daha Az Renk, 2013’te ise Biraz Gülmek İstiyordum yayınlandı.

Geçtiğimiz günlerde üçüncü solo albümünüz “Ve Ev’’ yayınlandı. Albümden biraz bahsedebilir misiniz, dinleyici tepkileri nasıl?
Uzun yıllardır beraber çalıştığım arkadaşlarımı ve beni mutlu eden tepkiler alıyoruz. Yoğun bir çalışmanın ardından sekiz şarkıyı kaydettik. Albümün prodüktörü Emre Ataker uzun zamandır birlikte çalıştığım ve kafamdakileri çok başarılı bir şekilde müzikle buluşturan bir arkadaşım. Ve Ev’in mimarlarından biri. Keza kayıtları, miksleri yapan Ozan Öner, düzenlemelerde emeği olan Faruk Kavi, Burak Gürpınar, Deniz Ilgar, Serkan Emre Çiftçi ve çellosuyla bize katılan Gülşah Erol da. Albümün en özel şarkılarından biri de Pinhani’den Sinan Kaynakçı’ya ait olan Ondan Öyle. Hepimizin içini açan bir albüm oldu Ve Ev. Umarım dinleyici için de öyle olur.

Şarkı sözlerinizde kendi yaşamınızdan kesitler mi var yoksa daha çok başka hayatları mı konu alıyorsunuz?
Kendi yaşamımdan kesitler ağırlıkta. Ama elbette çevremde yaşananlardan, hatta sokakta yürürken gördüğüm insanlardan da ilham aldığım oluyor. Zaten sokaklar, yollar bana en çok ilham veren yerlerdir şarkı yazarken. Aklıma bir sürü melodi ve söz gelir.

Uzun yıllar gazetecilik yaptınız şu anda da devam ediyorsunuz. Peki, gazeteciliğe nasıl başladınız, sizin için bir tutku mu gazetecilik?
Yazı yazmak benim için çok küçük yaşlardan itibaren kendimi ifade etmenin en kolay yoluydu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezunum. Okul sonrası yazı konusunda kendimi geliştirmek istiyordum ve bu sebeple Vizyon dergisine girdim. Daha sonra da Radikal, Rolling Stone, Sabah, InStyle gibi dergi ve gazetelerde muhabir, editör, yazı işleri müdürü olarak yoluma devam ettim. Röportaj yapmak bana her zaman iyi geliyor. Karşımdaki insanın hikayesini öğrenmek, bir-iki saatliğine başka birinin dünyasına dahil olmak ve sonra bunu yazı yoluyla okuyucuya aktarmak harika bir his.

Müzik ve gazetecilik dışında nelerle uğraşıyorsunuz?
Yazıyla ilgili bir takım fikirlerim var, onları geliştirmeye çalışıyorum, kitap okuyup filmler izliyorum, spor yapıyorum ve her gün yeni bir şey öğrenmeye çalışıyorum. Kendime böyle bir kural koydum. İster eskilerden bir şarkı olsun, ister harita üzerinde bir ülkenin yeri, ister bir atasözü...

Geçtiğimiz günlerde Konya Cadde Meram Kafe’de AKINSOFT Yönetim Kurulu Başkanı Özgür AKIN ile ürettikleri robotlar hakkında bir röportaj gerçekleştirdiniz.Ülkemizdeki bu teknolojik gelişmeler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Özgür Bey’in hikayesine gerçekten hayran kaldım. Müthiş bir başarı öyküsü. Çalışkan, azimli, disiplinli insanlara saygı duyuyorum. Teknolojik gelişmeler konusunda insanların çok teşvik edildiği bir ülkede yaşamıyoruz maalesef. Bu sebeple bireysel olarak çabalayıp bir yerlere gelen ve kendinden sonrakilere de kapılar açan insanların varlığı çok önemli.

Peki, sizin teknolojik açıdan ilginizi çeken gelişmeler neler? Bu da yapılsa mükemmel olur ya da şu olsaydı çok işime yarardı dediğiniz şeyler var mı?
Valla işin doğrusu ben biraz eski ruhlu bir insanım :) Teknolojiyi takip etmeye çalışıyorum ama her gelişmeyi ilk uygulayanlardan değilim. Önce eşi-dostu izleyip, “Hmm nasıl bir şeymiş bu?” diye gözlem yaparım, genelde de en son harekete geçenlerden olurum. Şu aralar en çok hayalini kurduğum şey -İstanbul trafiğini de düşününce- bir cihaz yardımıyla havalanıp uçmak. Sırt çantası gibi bir cihazı sırtımıza geçirip iki yanındaki kolları hareket ettirerek evimize uçarak gitsek ne güzel olur. Bunun hayalini kuruyorum :)

 

Dönemi: 2016 Düzenleyen: