Bize müzikteki serüveninizden bahsedebilir misiniz? Nasıl başladınız?
Evde radyodan, televizyondan ve ailemin kasetlerinden, babamdan ve annemden de duyduğum şarkılarla, seslerle başladım. Bence her çocuk için aşağı yukarı, bu ilk müzikle tanışma deneyimi böyledir. 8 yaşındayken bir klavye aldılar bana bizimkiler. Sonra 13-14 yaşlarında ilk gitarımı aldılar. Sağ olsunlar. Böyle de başlamış oldu.
Müziğiniz gerçekten inanılmaz sade ve samimi. Şarkılarınızın oluşum sürecinden konuşalım biraz da.
Aslında pek konuşulacak bir şey yok. Kimi zaman yalnız, kimi zaman eşimle çalarken şarkılar çıkıyorlar. Müzik ve söz genelde birlikte geliyor. Ben de kaydediyorum o anları ya da hatırlamak için yazıyorum.
Çocuk kitapları da yazdığınızı öğrendik. Lulu’nun Maceraları- Lulu Güneşi Arıyor isimli bir kitabınız yayınlanmış. Çocuklar için hikayeler yazma fikri nasıl ortaya çıktı, anlatır mısınız biraz?
Hep yazıyordum. Yazmayı çok severim. Yazarak iletişim kurmayı çok severim. Bence bu, bir konuşma biçimi. Keza geveze biriyimdir de ama eşim Ali çok tatlı olduğumu düşünür (gülüşmeler). Çocukluğumu hatırlamak, yetişkin olamadığımı hissedip başarısızlığı taşımak yerine içimdeki derdi bir güzelliğe dönüştürme çabası gibi sebeplerle yazdığımı düşünüyorum. Yine de özel olarak neden çocuk kitabı ve Lulu, aslında bilmiyorum. Kendini yazdıran hikayelerimiz, şarkılarımız var.
Peki müzikle birlikte yazarlık da devam edecek mi?
Ediyor, etmeli. Dediğim gibi yazmayı çok severim.
Saçlar şarkısında bahsettiğiniz kişi siz misiniz? Ya da böyle biri var mı?
Böyle binlerce insan var bence. Örneğin, birçok insan, şarkıyı annelerin temizlik yaparken söylediğini düşünüyor. Ya da şarkının pasaklı kadınlarla ilgili olduğuna inananlar var. Şarkıyı hep birlikte söylerken aldığı anlamlar, vardığı yerler ise benim kontrolümün ötesinde. Orada kalabalık olmaktan sıyrılıp tek bir kalp gibi atıyoruz şarkılarda. Saçlar, bana hiç tanımadığım dostlarımla şarkı söyleme şansı verdiği için sevdiğim bir şarkı.
En çok dinlediğiniz sanatçılar kimlerdir? Bunların arasından kendinize örnek aldığınız bir sanatçı var mı?
Kanye West, Arthur Russell, Angie Stone, Travis, Suede, Papooz, Frank Sinatra Jr., Weeknd, Siouxie and the Banshees, Bauhaus, DIIV, Nil Karaibrahimgil, Teoman, Mabel Matiz, Sertab Erener, Sevinç Tevs, Ajda Pekkan, Kayahan, Zerrin Özer, Mirkelam, Tarkan, Mustafa Sandal, Candan Erçetin, Elliot Smith, Grizzly Bear... Her zaman müzik dinlemeye çalışıyorum. Müzik dinlemek en iyi arkadaşlarımdan oldu. Örnek almak derseniz annemin gücünü ve şefkatini örnek almak dışında pek örnek almıyorum.
Yeni bir albüm hazırlığınız var mı?
13 şarkılık ilk albümümüz 6 ay önce çıktı. Gönül ister ki her ay bir albüm yapalım ama bu, hem emeğe saygısızlık, hem sabırsızlık, hem büyük zenginliğe sahip olmak demek -ki bende, bizim ekipte hiçbiri yok. “Kalben” ömrünü yaşıyor. Türkiye’yi dolaşıyoruz, daha önce gitmediğimiz illere, ilçelere gidiyoruz. Gitmek için çabalıyoruz. Müzik yapmak ve yaymak için çabalıyoruz. Bu albüm ömrünü tamamladığında şimdiden hazır ettiğimiz, heyecandan konserlerde dayanamayıp çaldığımız yeni şarkılarımızla ikinci albüme geçeceğiz.
Şarkılarınızın üretim sürecinin genelde yorgun ve mutsuz günlerin sabahında aklınıza gelen bir cümleyle başladığını söylemiştiniz. Mutsuz günlerinde şarkı yazan Kalben mutlu günlerinde neler yapar? Şarkılarını yazarken başka nelerden ilham alır?
Mutlu günlerimde evde oturup şarkı yazmak yerine yaşıyor, yiyor, geziyor ve sevdiklerimle hayatı paylaşıyorum. Böyle olması için dua etmiştim çocukluğumdan beri. Beni yabancı görmeyecek, dışlamayacak, yargılamayacak ve daha iyi biri olmam için bana destek olacak; aynılarını da benim dürüstçe ve açıkça yapabileceğim; birlikte şekilleneceğimiz bir aile oluşturabilmek. Şarkılarda, şiirlerde, ya da ürettiğimiz bir sehpada, kağıt parçasında, kartpostalda her günden, her günün içindeki insan yüzlerinden, seslerinden; sohbetlerden - kısa ve klişe olsalar bile; aile bağlarından, köksüzlükten, yalnızlıktan ve aşktan, her zaman aşktan beslenmek, doymak mümkün geliyor bana. Bu aşkı dokunmaktan daha fazlası için hissediyorum hayattaki eşime ve dostlarıma, dünyaya ve yaşadığım yere. Buradaki herkese... Aynı fikri paylaşmadığım, tarzını beğenmediğim, neden öyle davrandığını anlamadığım; başka yerlerden geldiğimizi düşündüğüm insanlara da hissediyorum aşkı. Beni yargılamaktan utandırıyor bana yabancı gelen herkes. İnsanları yargılamaktan vazgeçiyorum. İnsanlara küsmekten, darılmaktan, içerlemekten, içime atmaktan... Derdimi saklamak yerine doğrudan söylemeyi seçiyorum. Şarkılar, bir anlatım biçimi. Bir düzlem. Bir deniz kenarı.
Teknolojiyle aranız nasıl? Sizi en çok etkileyen teknolojik gelişme nedir?
Matbaa, tarih dersinde ilk öğrendiğim günden beri ben çok etkiliyor. İnsanların okumasını zorlaştırmak için elinden geleni yapanların asırlardır var oldukları bu dünyada, matbaa özel bir yer kaplıyor kalbimde. Elbette kusursuza yakın ortamlarımız ve araçlarımız var ancak sevgiyi, insanca yaşamaya dair fikirleri, özgür edebi, ilmi, felsefi metinleri, hiçbir dayatma altında kalmadan üretilmiş görsel materyalleri, tasarımları, binaları, sokakları ve kanunları destekleyen teknolojik araçlara ihtiyacımız olabilir.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Müziğe ve bana, ailemize verdiğiniz destek için, merakınız için teşekkür ediyorum. Sevgimi yolluyorum.
İlginiz için çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Kalben
Sanatçı