Aytekin ALBUZ’u kısaca tanıyabilir miyiz? Bize profesyonel anlamda müziÄŸe ilk adım attığınız yıllardan biraz bahsedebilir misiniz?
Aytekin ALBUZ, 1971 yılının ÅŸubat ayında Zonguldak ili Devrek ilçesinin bir köyü olan Bakacakkadı’da ÅŸimdilerde dublex diye tabir edilen iki katlı ahÅŸap bir evde dünyaya geldi. 7 yaşına gelinceye kadar aynı evde büyükbabası ve babaannesinin yanında, anne babası ve kız kardeÅŸi ile birlikte yaÅŸadı. Ä°lkokul 1. sınıfı ise aynı köyde 1-2-3. sınıfların bir arada öÄŸrenim gördüÄŸü karma bir sınıfta okudu.
Bir süre sonra eÄŸitiminin daha saÄŸlıklı olarak yürütülebilmesi için ailesiyle birlikte Zonguldak ili Gökçebey ilçesine taşındı. Ä°lkokul ve ortaokulu Gökçebey’de tamamladı. Bu süreçte küçük yaÅŸlarda babasından öÄŸrettiÄŸi baÄŸlamayı okul müsamerelerinde çalıyor ve amatör olarak müzikle ilgilenmeye devam ediyordu. Daha sonra lise öÄŸrenimi için Devrek’e gitti ve 1988 yılında Devrek Lisesi matematik bölümünden mezun oldu. Bu dönemde kendisini profesyonel anlamda müziÄŸe yönlendiren kiÅŸi ise okuldaki müzik öÄŸretmeni Rıdvan Türekul oldu. Bu yüzden; kazandığı kimya öÄŸretmenliÄŸine gitmeyip, hocasının tavsiyesi üzerine müzik öÄŸretmenliÄŸine yöneldi.
1988 yılında Gazi Üniversitesi Gazi EÄŸitim Fakültesi Müzik EÄŸitimi Bölümüne girdikten sonra, amatör olarak geliÅŸtirdiÄŸi yeteneklerini bilimsel anlamda teknik ve yöntemlerle pekiÅŸtirerek hatalarını gidermeye çabaladı ve tüm çabasıyla kendini iyi bir müzik öÄŸretmeni ve müzisyen olmaya adadı. Bu esnada okuldaki ana çalgısı viyola olan Albuz, önceleri biraz bocalasa da sonraları viyolaya ısınarak önemli baÅŸarılara imza attı. Bu konuda ise kendisini yönlendiren ve her zaman destek olan viyola hocası Prof. Ayfer Tanrıverdi idi. Kendisi, onun hayatında her zaman önemli bir yer ve konumda oldu. Zira Yüksek Lisans ve Doktora tez çalışmalarını da Prof. Tanrıverdi danışmanlığında tamamladı.
Albuz 1992’de lisansı, 1995’de Yüksek Lisansı, 2001’de Doktora öÄŸrenimini pekiyi derecelerle tamamladıktan sonra; 2001 yılında askerlik hizmetini Edirne 54. Mknz. Piyade TuÄŸay komutanlığında Yedek Subay olarak ifa etti.
Lisans öÄŸreniminin ardından bir süre farklı ilk ve orta öÄŸretim okullarında çalışan Albuz; akademik olarak sırasıyla 1997 yılında AraÅŸtırma Görevlisi, 1998’de ÖÄŸretim Görevlisi, 2006’da Doçent ve 2011 yılında ise Profesör unvanına yükseltildi.
2011-2014 yılları arasında öÄŸretim üyeliÄŸinin yanı sıra, idari olarak Güzel Sanatlar EÄŸitimi Bölüm BaÅŸkan Yardımcılığı ve Müzik EÄŸitimi Anabilim Dalı BaÅŸkanlığı görevlerini de yürüten Albuz; farklı zamanlarda Viyola, Müziksel iÅŸitme- okuma, Armoni-Kontrpuan-EÅŸlikleme, Piyano EÅŸlik ve Piyano dersleri verdi. Halen; aynı Anabilim dalı lisans programında “Viyola” ve “Piyano”, lisansüstü öÄŸretimde ise “Viyola”, “EÄŸitim MüziÄŸi Ekseninde Piyanoya Dayalı Besteleme ve EÅŸlik Stilleri”, “Türk MüziÄŸinde Çokseslilik Yaklaşımları”, “Müzik EÄŸitiminde Program GeliÅŸtirme Süreçleri”, “Müzik EÄŸitiminde Program DeÄŸerlendirme ve Düzeltme Süreçleri” derslerini yürütmekte ve yanı sıra lisansüstü tez danışmanlıkları yapmaktadır.
Aytekin ALBUZ, Sevinç Aksay ile evli olup; Uralkan Zeki isminde bir evlat sahibidir.
Sizce ÇaÄŸdaÅŸ Türk MüziÄŸi Ülkemizde olması gereken deÄŸeri görüyor mu? Daha iyi olması ve geliÅŸtirilmesi için neler yapılabilir?
Öncelikle “ÇaÄŸdaÅŸ Türk MüziÄŸi” nitelemesinde bir sıkıntı olduÄŸunu düÅŸünüyorum ve bunun yerine “Çoksesli Türk MüziÄŸi” tabirini kullanmayı yeÄŸliyorum. Çünkü her müzik türü kendi dönemine göre zaten çağın müziÄŸi ve sanatının özelliklerini taşımaktadır. Belki bu söyleme alternatif olarak çaÄŸa ait olan anlamında “ÇaÄŸcıl” demek de mümkündür.
Ülkemizde Çoksesli Türk MüziÄŸi yeterince halka yakınlaÅŸtırılamadığı için ne yazık ki halktan kopuk ve uzak görünüyor. Bu durumun elbette farklı sebepleri var. Bunları; kültürümüzün naÄŸme müziÄŸine dayalı olması, genel müzik eÄŸitiminin yetersizliÄŸi, sanata ayrılan bütçenin düÅŸüklüÄŸü, mesleki müzik eÄŸitiminin niteliÄŸi gibi bir takım genel nedenlere baÄŸlamak mümkün.
Bu hususta; devlet (Kültür Bakanlığı, MEB, YÖK) ve sivil toplum örgütlerince ortaklaÅŸa oluÅŸturulacak yeni kültür - sanat politikaları, yapılanmalar ve projeler ile tüm bu aksaklık ve sıkıntıların süreç içerisinde üstesinden gelinebileceÄŸi aÅŸikardır. Bu hususta yeter ki bir gayret sarf edilsin. Zira insanı “insan” yapan niteliklerden en önemlisi, “estetik bir kaygıya sahip olabilmesi”dir ki bu da ancak sanat eÄŸitimi sayesinde geliÅŸtirilebilir. Ülkemizde çaÄŸcıl bir eÄŸitim anlayışı için; bilim, teknik, sanat ve beden (devinim) eÄŸitiminin bir bütün olarak ele alınması ve bireylerin kültür- sanat – devinim eÄŸitiminden yoksun olmadan mutlaka dengeli bir biçimde yetiÅŸtirilmesi gereklidir. Bu sayede nitelikli müziklerin dinleyicileri de giderek artacaktır.
Günümüzde dinleyiciyi ÅŸaşırtacak, yeni bir tarz oluÅŸturacak eserler yapılıyor mu sizce?
Günümüz modern müzik anlayışında aslında farklı akımlar mevcut. ÖrneÄŸin, dizisel müzik, rastlamsal müzik, elektronik müzik, deneysel microtonal müzikler gibi. Ancak ülkemizde çoksesli müziÄŸin yeri o kadar sınırlı bir düzeydeki konser faaliyetlerinde bu tarz modern eserleri görmek neredeyse imkansız. Çünkü klasikleÅŸmiÅŸ senfonik müziklerin bile dinleyicisinin çok az olduÄŸu bir ortamda daha da soyut nitelikteki müzik akımları ile üretilen müzik eserlerine raÄŸbet elbette çok düÅŸük olacaktır. Ancak her ÅŸeye raÄŸmen, söz konusu bu türler üzerine çalışan ve eserler üreten genç bestecilerin olduÄŸu da bir gerçektir. Umulur ki yakın bir gelecekte çok daha geniÅŸ bir yelpazede farklı müzik akımlarının da yer aldığı modern müzikler ülkemizde de kolaylıkla ulaşılabilir ve tüketilebilir olsun.
Bestecilik ülkemizde tahsili görülmeden de mensubu olunabilen bir meslek grubu, sizce bu durum ne kadar saÄŸlıklı?
Aslında bu durum sadece ülkemizde böyle deÄŸil, dünyada da böyle bir görünüm izlenmekte. ÖrneÄŸin lisans ve lisansüstü eÄŸitimlerini elektrik-elektronik, fizik, astronomi, matematik gibi alanlarda yapan pek çok insanın; daha sonra besteciliÄŸe yönelip müzik alanında Doçentlik sınavına girdiÄŸini çok gördüm. Belki de bu durum, müziÄŸin aynı zamanda bir matematik bilimi olduÄŸu gerçeÄŸinin bir sonucudur. Ancak hiçbir eÄŸitim almadan “polifonik” müzik üzerinde çalışmak teknik anlamda mümkün görünmemektedir. Fakat bu durum dinlence ve eÄŸlence müzik besteleri açısından pek geçerli sayılmayabilir. Tabiri caizse sadece “alaylı” tabiri, sanatsal müzikler için salt yeterli olmaktan çok uzaktır. Ä°ÅŸin doÄŸası gereÄŸi uluslararası platformda faaliyet gösterecekseniz, mutlaka müzik bilimsel yöntem ve tekniklerinin öÄŸrenilmesi ÅŸarttır.
Sizi etkileyen ilham kaynağı olan besteciler kimlerdir?
Besteleme sürecine iliÅŸkin olarak farklı türlerde özellikle etkilendiÄŸim büyük sanatçılar elbette var. ÖrneÄŸin; Halk MüziÄŸinde: Aşık Veysel, NeÅŸet ErtaÅŸ, Hisarlı Ahmet gibi. Klasik Türk MüziÄŸinde: Itri, Hacı Arif Bey, Tamburi Cemil Bey, Mesut Cemil, Münir Nurettin Selçuk gibi. Çoksesli Türk MüziÄŸi: A. Adnan Saygun, U. Cemal Erkin, Muammer Sun, Yalçın Tura, Fazıl Say gibi. Klasik Batı MüziÄŸi: J. S. Bach, L.V. Beethoven, F. Chopin, F. Schubert, P. I. Tchaikovsky, E. Grieg, B. Bartok, C.Debussy, E.Satie, S. Rahmaninov gibi.
Sanatın başka alanlarıyla da ilgileniyor musunuz?
Çok isterdim ama sadece alanım olan müzik sanatıyla aktif olarak ilgileniyorum. Ancak eÅŸim edebiyatçı olduÄŸu için zaman zaman bu hususta kendisinden feyiz aldığımı da söyleyebilirim.
Teknolojiyle aram pek çok kiÅŸi gibi iyidir. Fırsat buldukça AVM’lere gidip biliÅŸim teknolojisi üzerine var olan maÄŸazaları gezer fikir edinirim. Elimden geldiÄŸince de teknolojiyi yaÅŸantıma katmaya çalışırım. Yanı sıra müzik maÄŸazalarında mevcut müzik donanımlarını ve geliÅŸmeleri izlemeyi severim. Her ne kadar müzikte asıl olan akustik olsa da, farklı türlerin hayat bulabilmesi için müzikte de teknolojik donanım ÅŸart!
Peki AKINSOFT’un Robotik Teknolojiler alanında yaptığı yenilikler hakkında neler düÅŸünüyorsunuz?
Gerek yazılım, gerekse Robotik Teknolojiler konusunda uluslararası arenada pek çok baÅŸarılara imza atan AKINSOFT; Ar-Ge çalışmaları ile 1995 yılından bu güne deÄŸin sürekli geliÅŸerek, yenilenerek ülkemizi dünyaya tanıtmaya devam etmektedir. Bu bakımdan, AKINSOFT yürüttüÄŸü kurumsal çalışmalarla her zaman takdire ÅŸayan bir kuruluÅŸ olup; özellikle ulusal Robotik Teknolojileri alanındaki çalışmaları ile bundan böyle de bizleri gururlandıracak ve mutlu edecektir.
BASILMIÅž KÄ°TAP ve CD
1. Aytekin ALBUZ
Tonal Solfej ve Çift Sesli Dikte
2. Aytekin ALBUZ
Piyano Ä°çin Küçük Albüm
3. Aytekin ALBUZ, S. Ali TALAY,
Åžan Ä°çin Piyano EÅŸlikli Türkülerimiz
4. Aytekin ALBUZ,
Viyola Ä°çin DaÄŸarcık
5. Turan SaÄŸer, Aytekin ALBUZ,
EÄŸitim MüziÄŸi Besteleme Teknikleri
6. Türk Bestecileriyle Yolculuk (CD)
Mert Karabey - Sonatine
Aytekin ALBUZ - Piyano Ä°çin Albüm (10 Eser)
Piyanist: Özlem Ömür
7.Aytekin ALBUZ
Piyano Ä°çin Albüm (10 Eser)
Editörler: Özlem ÖMÜR
Ä°smail SEZEN
8. Aytekin ALBUZ
Elif Dedim (CD)
“ Piyano için DüzenlenmiÅŸ 10 Kütahya Türküsü”
Solist: Özlem ElitaÅŸ
Piyano: Fakı Can Yörük